Uzun zamandır ev toplama, taşıma, yerleştirme
gibi telaşelerim yüzünden yazamadım ancak çok şey biriktirdim yazacak okuyucu…
Siz hiç bir yerden başka bir yere taşınırken gözyaşlarınızı içinize akıttınız
mı bilmiyorum ama ben tutamadım bu sefer kendimi…
Doğduğumdan beri İstanbul’un çeşitli semtlerinde
yaşadım ancak en uzun Maltepe’de kaldım. Bilen bilir, Maltepe yer yer
sakinliği, yer yer coşkusu ve insanıyla yaşanılası bir semttir. İlkokul,
ortaokul ve liseyi bu semtte okudum, ilk iş hayatıma bu semtte başladım ve bu
semtte anne oldum... Çocukluğumu, anılarımı, geçmişimi yani manevi anlamda
birçok şeyi sığdırdım bu semte.
Şartlar istediğimiz gibi gitmediğinde ya da bazen
başka bir çıkar yolu bulamayınca vazgeçip gitmek zorunda kalıyoruz bazen…
Benimki de tam olarak böyle oldu işte… Şikayetçi miyim, hayır! Benim ki bir kaybediş çünkü… Ben bu semtten çıkıp
giderken geleceğe dair umutlarımı, hayallerimi, hayattan beklentilerimi yıkarak
gittim çünkü…
Asla yapmam dediğim her şeyi yapıyordum ben.
Belki en büyük dersim bu oldu! Bir daha “Asla” ları içinde bulunduran bir cümle
kuramazdım, kurmamayı öğrendim.
Hep daha ileride olmak istedim, kendimi
geliştirmek, öğrenmek; zamanı geldiğinde öğrendiklerimi başkasına öğretmek.
Ancak yapamadım. Ben kapana kısılmış, sıkıştırılmış bir hayatın tam ortasında
bir kuş gibi çırpındım ve belki de o çırpınışlar kırdı kanatlarımı… Bazen
maddiyat, bazen maneviyat… Hayat önüme engeller koydu; ancak yılmadım… Pişman
değilim, iyi ki savaştım, iyi ki çabaladım. Ancak elimde kalanlara bakınca
diyorum ki kendime; “Bazen olmuyorsa zorlamamak gerek.”, “Bazen durup bir
bakmak, dinlemek, dinlenmek gerek.”.
Tüm bunları anlamam ya da öğrenmem biraz zamanımı
aldı ama anladım. Şimdi ise tüm çabalarımı bir kenara atıp kendimi dinlemeye,
hayatın bana sunacaklarını beklemeye, bazen sadece durmaya karar verdim. Çünkü
daha hızlı koşmak istedikçe, daha fazlasını istiyorsun ve hızını yükselttikçe
önündeki engelleri görme olasılığını azaltıp daha hızlı düşüyor ve daha çok
kanıyorsun…
Yeter artık kanadığın okuyucu… Yavaşla biraz.
Bekle hayatın sana sunacaklarını, endişe etme… Biraz dinlen, kendinle uzlaş,
biraz sakinleş… Rahatla ve sonra kalk ayağa… Bak nasıl güzel olacak hayat…
Buradan yola çıkarak vazgeçtim yerimden,
yurdumdan, hatıralarımdan… İyi mi oldu, kötü mü oldu zaman gösterecek ancak en
azından bunu de denemiş, biraz sakinleşmiş ve kendime gelmiş olurum ne dersin
okuyucu…
Umarım sen gözyaşlarını içine akıtmak durumunda kalacağın
bir seçime zorlanmazsın, umarım sen hep hayata gülümser ve huzurla nefes
alırsın okuyucu…
Seygiyle kal,
Huzurla kal,
Hep mutlu kal okuyucu.