Bugünlerde en çok sorduğum soru bu kendime... Hayat denen bu ucu açık konu içerisinde insanın yeri nedir? Her insanın kaderi farklı farklı ise; her insan farklı bir amaç için mi nefes almaya devam eder?
Anlatsana be kardeşim! Ne için yaşıyorsun...
Yaşlı, başlı, görmüş geçirmiş ya da ununu eleyip askıya asmış bir insan değilim elbet. Hayatının baharında, küçük bir insan evladıyım sadece; evladının gözlerinde mutluluğu bulan.
İşte bu sorunun bir cevabı yok!
Hayatımda önce sevgiyi önemsedim ben. Sevmek ve sevilmek. Eğer sevgilini seversen onunla mutlu olursun; zira onun türlü türlü dangalaklıklarına, öküzlüklerine, kıskançlıklarına katlanırsın. Eğer anneni-babanı kısaca aileni seversen içeriği bozuk ve karmaşık bir hayatın olmaz ve dolayısıyla insanlarla da çarpışık ilişkiler kurmazsın. Okulunu, okuduğun bölümü, mesleğini seversen işini en iyi şekilde yaparsın. Evini seversen, oraya gittiğinde huzurlu hissedersin, çocuğunu seversen iyi bir birey yetiştirirsin...
Ve sevilirsen hep daha iyi bir insan olursun. Hele ki sevdiğin insanlar tarafından seviliyorsan ne ala!
Ne yapalım o zaman?
Nereden başlayalım sevmeye?
Hangi yolun sonunda dönelim hayallerimizden,
Ve!
Hangi başlangıçta Dur! diyelim umut ettiklerimize...
Ne yapalım sevgili okuyucu, ne yapalım?
Nasıl yaşayalım dersin!
Bu zorlu hayat koşullarında neleri önemsemek bizim için daha doğru olur dersin?
#kubraslisen