love etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
love etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Eylül 2017 Cuma

Benim Kitaptan Dünya'm 📚: Aşk Kapıyı Çalınca - Susan Elizabeth Phillips 🌎⭐

ABD'li aşk romanlarının bir numaralı yazarlarından Susan Elizabeth Phillips'in romanlarından bir tanesi olan "Aşk Kapıyı Çalınca" son okuduğum ve okurken müthiş bir keyif aldığım kitapların başında geliyor... 

Yazarın kullandığı dil, olayların akışındaki kusursuzluk ve hikayenin bütünü o kadar sürükleyici ki... Bir solukta okuyup bitirmek istiyor insan...

Hikaye bir zamanlar Amerika'nın en sevilen dizisinde (Scip&Scooter) başrol oyuncusu olan Georgie York'un kocası tarafından aldatılmış ve boşanma süreci ile biten evliliğinin anlatılmasıyla başlıyor... 

8 yıl önce bir dizinin başrol oyunculuğunu yapmış ve en parlak dönemlerinden birini yaşamış olan bu naif ve fedakar kadın sonraki yıllarda çektiği filmlerde aynı başarı ve popülariteyi yakalayamamış olsa da hala paparizelerin peşinden koştuğu bir ünlüdür ve bir zamanlar baş rollerini paylaştıkları dizinin aktörü olan Bram Shepard'dan nefret etmektedir. Bram ise çocukluğunda yeterince ilgi görmediği babası sebebiyle psikolojisi alt-üst olmuş ancak dizinin üzerinden geçen 8 yıl içerisinde bulaştığı tüm kötü alışkanlık ve pis işlerden kendisini kurtarmış, göründüğünün aksine kendisine yatırım yapmış bir adamdır.

Georgie, Bram'dan işleri sürekli olarak berbat ettiği ve ne yazık ki içten içe bir zamanlar aptal gibi ona aşık olup kendini kullandırttığı için nefret ederken, Bram ise Georgie'nin sürekli iyi aktör olarak görünüp kendisini hep kötü bilmelerinden (-pek de haksız sayılmamalarına rağmen) nefret etmektedir.

Kitap bu iki karakterin nefret, ihtiras, zevk arasında kaybolup ilginç bir şekilde başından geçenlerin anlatıldığı dolu dizgin bir aşk hikayesini anlatıyor... Kitabın sayfalarını her çevirişinizde ardından ne geleceğini merak edip büyük bir heyecanla geziniyorsunuz satır aralarında ama iş o kadarla da bitmiyor. Sona geldiğinizde okuduklarınız size "Vay Beee, tahmin etmiştim aslında" dedirtiyor... Ve ister istemez yer yer gülümseyerek, yer yer kaşlarınızı çatarak okuyorsunuz kitabı...

Yıldızının parladığı ilk günden beri babasının inanılmaz bir kontrol mekanizmasıyla koruduğu Georgie'nin artık kendi hayatını kendisinin yönlendirmek istemesiyle başlayan bu yolculuğu, en nefret ettiği adam olan Bram ile bir şekilde evlenmesiyle içinden çıkılmaz bir hal alıyor... Bram'in söylediği yalanlar çoğunlukla Georgie'yi deliye döndürse de zamanla karşılaştığı gerçekler onun Bram'dan daha fazlasını beklediğini ortaya koyuyor...

Bram ise bir zamanlar kaybettiği şan ve şöhretini bu şanssız evlilikle toparlayıp sektöründe kaybettiği o güveni kazanarak eski şaşalı günlerini geri kazanmaya çalışıyor. Zaman zaman Georgie'ye söylediği yalanlar aslında bu yolda ilerlemesi için bir seçenek olsa da Bram, şans eseri evlendiği ancak belli bir süre evli kalmak zorunda olduğu Georgie'de kaybettiği şeylerin daha fazlasını bulmayı istediğini geç de olsa fark ediyor... 

Tüm bunlar arasında devam eden hayatları, kırılan kalpleriyle ayrı düştüğünde siz, muhteşem bir sonla karşı karşıya kalacak ve büyülenmiş bir şekilde elinizden kitabınızı bırakarak "Waoww" diyeceksiniz.. 

Mümkün olan en kısa zamanda zevkle okuyabileceğiniz bu kitabın kütüphanenizde yer alması dileğiyle... Hoşça kal, sevgiyle kal, kitaplarla kal okuyucu...


Aşk Kapıyı Çalınca
Kategori: Roman - Çağdaş Dünya Edebiyatı
Orjinal Adı: What I did for love
Yazar: Susan Elizabeth Phillips
Çevirmen: Sevinç Tezcan Yanar
Üretici: Pegasus Yayıncılık
Kapak: Yunus Bora Ülke
Yayın Tarihi: 2010-02-19

#yazmazsamolmaz 🦋🌸
#kubraslisen 🐧❣
#okudumbitti





7 Şubat 2017 Salı

Aşktır Bencil Olan!


Hep istiyor insan biri olsun; sevsin beni. Biri olsun; sarılsın bana... Biri olsun da içim içime sığmasın mutluluktan... Biri olsun; aklım başımdan, kalbim göğüs kafesimden çıkıp ona ulaşsın... Kimileri için zordur sevmek ya; kimileri çabucak sever yani aslında sevdiğini zanneder. Bazıları için bir ilk aşk vardır, bazıları için son aşk. Bazıları için sevginin boyutları vardır; sürekli değişen... Bazılarının iyikileri vardır. Bazılarının keşkeleri... Bazılarının her şeye rağmenleri... Ve ben şimdi şunu çok iyi biliyorum ki biri olsun diye yüreğine alamazsın kimseyi ve sırf biri olsun diye söyleyemezsin iki kelime 13 harfi...

İçim içime sığmadığı zamanlarda aynadaki yüzüme bakarım ben... Karşımda bulduğum sureti seviyor muyum diye? Her sabah uyandığımda ayna karşısına geçer, gözlerimin içine bakar ve şükrederim Allah'a... Bu kadar sevgi dolu biri olabildiğim için. Ben her gün, her sabah en önce kendime iyiki varsın der ve en önce kendimi severim. Kendimi severek başladığım her yeni günde de çevremdeki insanları severim... İnsanın önce kendisini sevmesinin başkalarını sevebilmek için gerekli olduğuna inanırım çünkü... Yoksa, kendini sevmeyen bir başkasını nasıl sevebilirdi ki?

Bugün havanın güzelliğini fırsat bilip yürüyüşe çıktım... Temiz hava dolarken içime gülümsedim. Yürürken şarkı söyledim, yürürken içten dualar ettim, yürürken en güzel muhabbetleri yaptım yanımdaki insanla... Bazı anlar o kadar kısa ama o kadar güzeldir ki... Öyle bir andı, öyle bir saatti, öyle bir günün öğle vaktiydi işte...

Sonra tekrar bakıp çevreme, insanların ne kadar da sevgisiz olduğunu düşündüm. Ne kadar boş ve anlamsız şeyler için üzüldüklerini... Mesela bir çocuğun gülümsemesindeki sıcaklığı hissedememelerini... Mesela şu güzel havada, başını gökyüzüne kaldırıp o görüntüyü görmenin hissettirdiklerini hissedememelerini... Bir papatyanın güzelliğini... Ahhhh... Daha neler sayabilirim... Bu dünyanın yaşamak için aslında ne kadar da güzel şeyler verdiğini ve bizim onları ellerimizle nasıl mahvettiğimizi...

O zaman şimdi başa dönüp her şeyin sevgiye dayandığından mı bahsetmeliyim... Anlatsam ne fayda? Yazsam ne fayda... Günümüz insanlarının boş bakışlarında samimiyeti aramak? Allah'ım tam bir delilik. Günümüz sevgi anlayışının içerisinde masumiyeti aramak; ne büyük aptallık... Oysa isterdim ki yanımda benim bir aynam olsun...

İsterdim ki; her sabah önce kendini seven, sonra gülümseyip bakışları bakışlarıma değdiğinde yüzü ışıldayan biri olsaydı... İsterdim ki tutarken sımsıkı ellerimi, içim titresin... İçimin titreyişinden anlasın mesela ne kadar güzel sevebildiğimi... Bir gece yarısı şortlarımızla dışarı atıp kendimizi saçma sapan çabalarımızla basketbol oynasaydık... Ne bileyim isterdim ki bir kumsalda deli gibi eğlenebilseydik... İsterdim ki bir kış günü beceriksizce kardan adam yapıp, sonrasında deli gibi kar topu oynasaydık... Aslında isterdim ki birinin kalbinde nefes alabilseydim... Aslında isterdim ki... Yanımda benim gibi deli dolu bir şey olsun; sevgimi, sadakatimi, ilgimi... Her şeyimi bir tek ona sunsaydım; hem de kusursuz bir güven ile... Kusursuz güven, kusursuz sevgi... Kusursuz... İş kalbe gelince ben de her şey kusursuz... İş kalbe gelince geri kalan herkes defolu sanki...

Hadi be! Sizce sevgi nedir yani? Sizce sevilmek, sevmek nedir ki yani?

Bence sevgi bambaşka...

Öperken avuç içlerinden baktığın gözlerde, öperken avuç içlerinden burnuna dolan o kokuda...

Bence aşk yalan da sevgi bambaşka. Kalbinde hissettiğin o şeyi bir türlü tanımlayamadığın ama hissedince boynunda sevdiğinin çenesini ve sarınca elleri göbeğinden seni, gözlerini kapatıp gökyüzüne kaldırmaktır suretini...

Aşk bu koskoca evrende bir nokta ise sevgi o evrenin ta kendisi.

Bir insanın nefes alışverişlerini dinleyip, gülümsemek kadar masum.
Bir insanın gözlerinde gördüğün gökyüzü kadar sonsuz.
Bir insanın göğüs kafesine hapsolmuş yaşarken, kendi kalbini çıkarıp ellerine verircesine...

Aşktır bencil olan. Sevgi ise "Biz" diyebilen.

İki tür sevgi var derler bu dünyada... Biri eğerlerle başlayıp sonuna severim ekleyen. Diğeri rağmenlerle başlayıp sevdim, seviyorum ve de seveceğim diyebilen. Aşk bir eğer ise; sevgi daima rağmendir. Her şeye rağmen, herkese rağmen.

Şimdiiiiiii....

Sevgiye inanmalısın kalpten; her şeye rağmen.

Bence ellerini tutup kendine döndürdüğünde o elleri; titreyen bir kalbi hissetmelisin.
Sevmelisin evet. Korkmadan.
Korkmalısın evet; kaybetmekten. 
Ama bazen kaybetmelisin; tekrar bulduğunda daha çok sevebilmek için...

Bu dünya üzerindeki hiçbir gerçek, birini sevmek kadar güzel değil.
Bu dünyadaki hiçbir el, avuç içlerimdeki sızıyı alıp götürebilecek güce sahip değil; ellerimi tutan ellerde sevgi yoksa şayet.

Benim dünyamda sahte bir sevgiye yer yok işte bu yüzden.
Benim dünyamda sevgisizliğe yer yok.
Benim dünyamda saf sevgi var; herkese emanet edemeyeceğim...

İşte bu yüzden bir zamanlar söylediğim gibi:

"Defolup gideceğim o pis kalplerinizden! Çünkü ben, sevgisiz bir hayatı hiçbir zaman kabul etmedim, asla da kabul etmeyeceğim!"



"kubraslisen"